SSS
Jinekoloji/doğum
Gebeliğin rahim dışında bir yerde gelişmesine dış gebelik denilir. Dış gebelik için risk faktörleri arasında cinsel yolla bulaşan hastalıklar, yapılan cerrahi girişimler, endometriozis ve apandisit sayılabilir. Dış gebelik belirtileri arasında vajinal kanama ile birlikte ya da kanama olmaksızın pozitif gebelik testi söz konusu olabilir. Tanı; hastanın sorgulanması, fizik muayene, vajinal ultrasonografik inceleme ve laboratuar incelemeleri sonucunda konulur. Dış gebeliğin yeri ve büyüklüğüne bağlı olarak gerekli tedavi planlanır. Dış gebelik genellikle cerrahi müdahale gerektirir. Ancak bazen de gebelik haftası küçük ve hastanın kontrolü mümkün ise medikal tedaviler uygulanabilir.
Miktar ve süresi değişen, düzensiz adet kanamaları bir gösterge olabilir. Sıcak basmaları, terlemeler, uykusuzluk görülebilir. Yakınmaların şiddeti kadından kadına farklılık gösterebilir. Bu tip bulguları olmayan kadınlar da vardır. Hormon testleri ile menopoz mu değil mi anlaşılabilir.
Bu konuda çok farklı görüşler var. Otoriteler tarafından ortalama risk grubunda bulunan kadınların 40 yaşından sonra mamogram yaptırmasını öneriliyor. Daha yüksek risk grubundaysanız doktorunuzla mamogram çektirmeye daha erken başlamak konusunda ya da yaptırabileceğiniz başka testlerle ilgili görüşmeniz doğru olacaktır.
Kegel egzersizleri idrar kaçırmayı kontrol etmede ve önlemede en etkili doğal yoldur. Öğrenilmesi uygulanması çok kolay, yararı ise çok fazladır. Arnold Kegel tarafından bulunmuş olup her yaşta uygulanabilir ve pelvik taban kasları dediğimiz ve mesane ve vajina kaslarını güçlendirerek hem idrar kaçırmayı önlerler hem de pelvik tabanı güçlendirirler. Kegel egzersizleri özellikle stres üriner inkontinans da yararlı ise de diğer tip idrar kaçırmalar olan acil (urge- idrar gelir tuvalete yetişemeden idrar kaçırmada) da yararlıdır. Ayrıca mikst tip inkontinans (hem stres hem de acil idrar kaçırmanın olduğu durumlar ve aşırı aktif mesanede(idrar torbasının aşırı aktif olması nedeni ile sık idrara çıkma) de yararlıdır. Sadece kadınlar da değil idrar kaçırma sorunu olan erkeklerde de yararlıdır.
İdrar yaparken birden idrarınızı tutunuz. Bu şekilde Pelvik taban kaslarını kasarak 10 sn idrar akışını durdurmuş olursunuz. Sonra 10 sn idrarınızı yapınız bu şekilde yaparak hangi kaslarınızı kullandığınızı bir hafta – on günlük deneme ile öğrenirsiniz, öğrendikten sonra günde 3- 4 kez 10 setlik şekilde yani 10 sn tutup 10sn bırakır gibi 10 defa yapınız. Bu işlemi günün her saatinde ve her yerde kimse farkına varmadan, televizyon izlerken, yemek yaparken, yemek yerken, yatakta veya ayakta her yerde rahatlıkla yapabilirsiniz.
Her ikisi de iyi huylu oluşumlardır. Polipler rahmin en iç tabakasında bulunan dokunun rahim içi ve rahim ağzına doğru gereğinden fazla büyümesi ile oluşurlar. Miyomların ve poliplerin çoğu belirti vermemesine rağmen bazen şikayetlere neden olabilirler. En sık rastlanan yakınmalar; anormal kanamalar, kasık ve karın ağrısı, kasıkta ve karında dolgunluk ile basınç hissi, cinsel ilişki sırasında ağrıdır. Miyom ve polipler direkt olarak kısırlığa neden olmazlar fakat yerleşim yerlerine göre doğurganlığı etkileyebilirler. Çünkü yerleşim yerine göre spermin ve yumurtanın tüplerden geçişini güçleştirebilir ya da embriyonun rahme yerleşmesini engelleyebilir. Miyom büyüdükçe üzerindeki endometrium tabakası gerilir ve kanlanması bozulur. Bu durumda embriyo rahimde yerleşse bile yeteri derecede kanlanmadığı için düşük gelişebilir. Miyomların tedavisinde genellikle ilaçlardan ya da cerrahi yöntemlerden yararlanılmaktadır. Poliplerinde histereskopik olarak çıkarılması mümkündür.
Serviks kanseri erken evrelerinde asemptomatik olabilir. Stromal invazyon ilerledikçe, hastalık klinik olarak belirgin hale gelir.Genital sistemmuayenesinde görülebilen çeşitli büyüme paternleri gösterir. Erken lezyonlar; dokunmakla kanayan, kaba, kırmızımsı granüler alanlar şeklinde görülür. Orta derecede ilerlemiş veya ilerlemiş invaziv serviks kanseri olan bu kadınlar sıklıkla aşağıdaki belirtilerin bir veya daha fazlasını gösterirler. Bu belirtiler: iştah azlığı, kilo kaybı, halsizlik,pelvikağrı, sırt ağrısı, bacak ağrısı, tek taraflı şiş bacak,vajinadanaşırı kanama, vajinadanidrarveyagaytagelmesive metastaz gelişmesine bağlıkemikkırıklarıdır. Ayrıca; intermenstrüel kanama, postkoital kanama, aşırı seropürülan akıntı, tekrarlayansistit, bel ağrısı, altabdominalağrı, alt ekstremitede ödem, obstrüktif üropati, bağırsak obstrüksiyonu, ciddianemiyebağlı nefes darlığı vekaşekside görülebilen diğer bazı belirtilerdir. Özellikle vajinal kanama varlığında malignansi (habis tümör) varlığı akla gelmelidir. Bununla beraber,vajinalakıntıda artış vecinsel ilişkisırasında ağrı da servikal kanser semptomlarıdır. Hastalığın ilerleyen safhalarında;abdomen,akciğerve başka diğer bölgeleremetastazlargörülebilir.
Daha ileri kanserler; kanama ve kötü kokulu akıntı ile birlikte, prolifere olan, kabartı oluşturan, mantar veya karnabahar benzeri büyüyen lezyonlar şeklindedir. Bazen fazla yüzeyel büyüme göstermeden, kaba, granüler yüzeyli, bütünü ile büyümüş irregüler serviks şeklinde görülür. İnvazyon arttıkça ,vajina, parametrium (rahimçevresinde bulunanbağ dokusu),pelvikyan duvarlar,mesaneverektumtutulur. İlerlemiş bölgesel hastalığa bağlı olaraküreterkompresyonu, hidronefroz ile sonuçlanan üreteral obstrüksiyona neden olur ve sonundaböbrek yetmezliğigelişir. Bölgesel invazyonun yanı sıra bölgesellenfdüğümlerine metastaz olur. Paraaortik lenf düğümlerindeki metastatik kanser lenf düğümünün kapsülünden dışarı yayılabilir ve doğrudanvertebrayıve sinir köklerini tutarak sırt ağrısı oluşturabilir.Siyatik sinirköklerinin dallarının doğrudan yayılımı sırt, bel ve bacak ağrısına; pelvik duvar venlerinin ve lenfatiklerinin sıkıştırılması ise bacaklardaödeme neden olur. Hastalıkta uzakmetastazlargeç olur, genellikle paraaortik nodlar,akciğerler,karaciğer, kemik ve diğer yapılar tutulur.
Yumurtalıklar kasıkların iç tarafında olduğundan, erken dönemde yumurtalık kanserinin teşhisi oldukça zordur. Hiçbir şikâyeti olmayan kadınlarda tarama amaçlı bir test yoktur. Jinekolojik muayene sırasında bu bölgede kitle saptanması doktorun bir takım testler istemesini sağlar. Bu testlerden birisi ultrason görüntüleme yöntemidir. Vajinanın iç kısmına küçük bir alet yerleştirilerek yapılan bu yöntemde yumurtalıklardaki kitle saptanır. Bu kitlenin hareketsiz olması yumurtalık kanseri olma riskini arttırır. Fakat bu yöntemle tümörün iyi veya kötü huylu oldu anlaşılamaz. Bunu anlamak için doktor karın bölgesinde küçük bir kesik yaparak laparoskop denilen aletle yumurtalıkları görüntüler. Bu sırada tümörden küçük bir parça alır. Ayrıca yapılankantestlerinde bir kanser göstergesi olan CA-125’in yüksek saptanması, diğer testlerle birlikte tanıyı büyük ölçüde koydurur. Ayrıca bu test hastaların takibinde oldukça önemlidir. Belirli aralıklarla bu testin yapılması hastaların tedaviye verdiği cevabı ve tekrarlama ihtimalinin takip edilmesini sağlar. Fakat CA-125 sadece yumurtalık kanserinde yükselmez.Yumurtalık kistleri, enfeksiyon gibi durumlarda da bu maddenin kandaki düzeyi artmaktadır. Hastalığın kesin tanısı için tümörden alınan parçanın patoloji laboratuarında incelenmesi gerekir.
Evet, yumurtalık kanserleri ve kolon kanseri arasında risk faktörlerini arttıran kalıtımsal bir bağlantı vardır.