SSS
Obezite Cerrahisi
Obezite ameliyatları estetik amaçla yani kişinin daha zayıf görünmesi için yapılmaz. Mide küçültme ameliyatınaaday olabilmek için kişinin "morbid obez" tanımına uyması gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafından standartları belirlenenVücut Kitle İndeksi (VKİ) – Body Mass Index (BMI) hesaplamasında kilonuzun, boy değerinizin karesine bölünmesiyle (kg/m²) obezitenin derecesi belirlenir. Mide küçültme ameliyatı için kaç kiloda olduğunuz değil, boy ve kilo değerinize bağlı olarak hesaplanan VKİ değeriniz önem taşımaktadır.
Beden kitle indeksi 40 kg/m²’nin üzerinde (morbid obez yani ileri derecede obez) olanlar.
VKİ’si 35-40 arası olup aşırı şişmanlığa bağlı tip 2 şeker hastalığı, hipertansiyon, uyku apnesi gibi sorunları olanlar da morbid obez olarak kabul edilip mide küçültme ameliyatı olmaları gerekebilir.
Ayrıca obeziteye bağlı “yeni” tip 2 şeker ve metabolizma bozukluğu olan ve VKİ’si 30 – 35 arasındaki hastalara da obezite doktorunun kararı ile ameliyat yapılabilir.
Morbid obezite hastalarında son 10-15 yıldır tedavi amacıyla cerrahi yöntemler de uygulanılmakta ve başarılı sonuçlar da elde edilebilmektedir. Fakat her cerrahi operasyonda olduğu gibi obezite cerrahisinde de çeşitli riskler bulunur. Bu nedenle operasyona karar vermeden önce her hasta için tedavi yöntemi doktorunun rehberliğinde değerlendirilmeli mümkünse ilk önce diyet tedavisi uygulanmalıdır. Cerrahi tedavi yöntemleri ise şu şekildedir:
- Mide içi balon yerleştirilmesi
- Tüp mide ameliyatı (sleeve gastrektomi)
- Gastrik bypass
Her ameliyat gibi mide küçültme ameliyatının da bazı riskleri vardır. Enfeksiyon, kan pıhtılaşması, emboli, tüp mideden ya da diğer anastomozlardan kaçak, kilo kaybına bağlı safra kesesi taşı oluşumu, yetersiz beslenme, kilo vermeye bağlı ciltte sarkmalar, çöküntüler, dumping sendromu (gastrik bypass cerrahisi sonrası alınan gıdalar ve sıvılar çok hızlı bir biçimde bağırsağa geçmesi durumu) ameliyatın komplikasyonlarıdır. Bu komplikasyonlara yakalanma daha çok ileri yaştaki veya kan pıhtılaşma sorunu olan kişilerde veya aşırı obez olanlarda görülür. Eğer ameliyat sonrası diyetisyeninizin ve doktorunuzun önerilerine uyarsanız bu komplikasyonların ortaya çıkma ihtimali azalacaktır.
Hastalarda ilk 3 ay hızlı kilo kaybı görülmektedir. Örnek olarak ilk üç ay için yaklaşık 45 kiloya kadar verilebilmekle birlikte bu kayıpların miktarları ameliyat çeşitlerine göre farklılık gösterir. Ameliyat öncesi obeziteye bağlı herhangi bir ek hastalığı olanların bu hastalıklar ya tamamen iyileşir ya da rahatsız etmeyecek kadar azalır.
Ameliyat olmadan en az 1 hafta öncesinde aspirinin veya aspirin içeren ilaçların ve kan sulandırıcıların kullanımı bırakılmalıdır. Bunlara ek olarak, 24-48 saat öncesinde hekimin önerdiği şekilde bir beslenme uygulanmanız gerekir. Hasta ameliyat sonrasında belli bir süre boyunca hastanede kontrol altında kalır. Bu sırada hastaya ağrı kesici verilir ve yakından takip edilir. Bu süreçte sıvı tüketimine özen gösterilir ve ameliyat sonrası beslenme yavaş olduğu için kan şekeri sürekli kontrol edilir. Ameliyattan sonra öncelikle sıvı gıdalar ile beslenmeye başlanır, daha sonra püre ve en son katı gıdalara geçilerek yavaş yavaş beslenme sağlanır. Ameliyat sonrasında diyetisyen özel beslenme planı hazırlar. Bu beslenme planı yeterli ve dengeli beslenmeye uygun olarak planlanır. Porsiyon miktarları ameliyat öncesindeki beslenmeye göre daha küçüktür, çünkü mide küçülmüştür.
Ameliyat olduktan sonra 18. aya kadar kilo kaybı devam eder. Kilo verme süreci ardından; beslenme düzeni diyetisyen tarafından ayarlandığı takdirde gebe kalmada herhangi bir sorun bulunmaz.
Ameliyat olduktan sonra ilk 2 haftalık süreçte araba kullanmaktan, yine ilk 2 aylık süreçte ağır fiziksel aktivitelerden uzak durmanız gerekir. Fakat fiziksel aktiviteyi tamamen hayatınızdan çıkarmak doğru olmayacaktır. Ameliyattan sonra yürüyüş yapılabilir. Eğer işiniz ağır fiziksel aktivite gerektiren bir iş değilse 2-4. haftadan sonra çalışmaya da başlayabilirsiniz. 2. aydan sonra pilates, yoga, yüzme gibi aktiviteleri yapabilirsiniz.
Mide küçültme ameliyatınının;kalp krizi, felç ve özellikle meme kanseri gibi obeziteye de bağlı gelişen ölüm oranlarını azalttığı kanıtlanmıştır. Obezite, birçok sağlık sorununa neden olabileceği gibi aynı zamanda psikolojik açıdan da kişileri olumsuz olarak etkilemektedir. Bu yüzden obezite ile mücadele etmek aynı zamanda birçok hastalığında önlenmesinde etkin bir rol oynamaktadır. Obeziteye bağlı gelişebilen bazı hastalıklar;
- Hipertansiyon
- Koroner arter
- Metabolik Sendrom
- Tip 2 Diyabet
- İnsülün Direnci, Hiperinsülinemi
- Dislipidemi
- Meme kanseri
- Kolon kanseri
- Rektum kanseri
- Rahim kanseri
- Safra Yolları kanseri
- Yumurta kanseri
- Prostat kanseri
- Uyku Apnesi
- Astım
- Solunum Zorluğu
- Reflü
- Deri enfeksiyonları
- Polikistik over
- Anoreksiye Nevroza
- Bulumia Nevroza
- Gece Yeme Sendromu
- Gebelik Sorunları
- Adet Düzensizlikleri
- Aşırı Kıllanma
- Ameliyat risklerinin artması